Mehmet Hadi Yoğurtçu’dan İran-İsrail Gerilimine Dair Kritik Açıklamalar: “Orta Doğu Bir Kırılma Noktasında”
Dünya Basın Federasyonu üyesi, aynı zamanda Ayça Haberleşme ve Yayıncılık bünyesinde faaliyet gösteren A Haber Ajansı’nın Muğla İl Temsilcisi Mehmet Hadi Yoğurtçu, son haftalarda uluslararası gündemin merkezine oturan İran-İsrail gerilimi hakkında kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Gerilimin sadece bölgesel değil, küresel etkiler yaratabileceğini vurgulayan Yoğurtçu, medyanın bu süreçteki sorumluluğuna da dikkat çekti.
“Savaş Çanları Sadece Orta Doğu İçin Değil, Dünya İçin Çalıyor”
İran ve İsrail arasında artan diplomatik ve askeri tehditlerin ciddi bir güvenlik riski oluşturduğunu ifade eden Yoğurtçu, “Şu anda bölgede yaşananlar, tarihsel kırılmaların ve jeopolitik hesaplaşmaların yansıması. Ancak unutulmamalıdır ki, Orta Doğu’da patlak verecek geniş çaplı bir çatışma sadece bölge ülkelerini değil, Avrupa’dan Asya’ya kadar tüm küresel sistemi etkileyecektir,” şeklinde konuştu.
Gerilimin enerji koridorlarını tehdit ettiğini, küresel enerji fiyatlarını dalgalandırabileceğini ve bölgesel göç hareketlerini tetikleyebileceğini vurgulayan Yoğurtçu, “Bu kriz yalnızca askeri bir tehdit değil, aynı zamanda ekonomik, insani ve diplomatik sonuçlar doğurabilecek çok yönlü bir sorun. Bu nedenle çözüm arayışları çok taraflı ve barış odaklı olmalıdır,” dedi.
“Uluslararası Toplumun Sessizliği Tehlikeli”
Uluslararası aktörlerin mevcut krize yeterince müdahil olmamasını eleştiren Yoğurtçu, “BM, AB ve bölgesel güçler bu meseleye sadece açıklamalarla değil, aktif diplomatik girişimlerle yaklaşmalı. Her iki tarafı da masaya çekecek bir irade ortaya konulmadığı sürece bu kriz derinleşmeye devam edecektir,” ifadelerini kullandı.
“Medya Sağduyulu Olmalı, Provokasyona Alan Açmamalı”
Mehmet Hadi Yoğurtçu, değerlendirmelerinde özellikle basının rolüne geniş yer verdi. Kriz dönemlerinde medyanın manipülasyonlara açık hale geldiğini belirten deneyimli gazeteci, şu uyarılarda bulundu:
“Medyada görev yapan bizler, yangına körükle gitmek yerine kamuoyunu serinkanlılığa davet eden bir yayın dili kullanmalıyız. Sosyal medya dahil olmak üzere bilgi kirliliğinin bu kadar yaygınlaştığı bir çağda, gazetecilerin görevi yalnızca haber yapmak değil; haberi teyit etmek, analiz etmek ve halkı paniğe sevk etmeden bilgilendirmektir.”
Yoğurtçu, aynı zamanda barışı önceleyen yayıncılığın önemine de dikkat çekerek, “Halkların kardeşliği, siyasal gerilimlerin üzerinde tutulmalı. Basın; barış, empati ve çözüm dili üretmelidir,” dedi.
“Muğla’dan Orta Doğu’ya Bir Bakış: Sessiz Kalmayacağız”
Türkiye’nin stratejik konumu gereği bu gelişmeleri yakından takip etmesi gerektiğini belirten Yoğurtçu, özellikle yerel basının da dünya gündemine duyarlı olması gerektiğini söyledi. “Biz Muğla’dan seslensek de dünya meselelerine karşı sorumluluğumuz büyük. Barışı savunmak ve halkı doğru bilgilendirmek her basın mensubunun önceliği olmalı,” dedi.
Sonuç: Barışa Çağrı
Son olarak Mehmet Hadi Yoğurtçu, İran-İsrail krizinde diyalog kapılarının açık tutulması gerektiğini vurgulayarak, tüm taraflara sağduyu çağrısında bulundu. “Tarih, krizlerin savaşla değil diplomasiyle aşıldığını göstermiştir. Umarız bu çağrı, karar verici mercilerde yankı bulur,” diyerek sözlerini tamamladı.
